5 Ağustos 2009 Çarşamba

Değirmenyeri, Sünnet Gölü, Göynük

Eveet, önce merek edenlere hemen söyliim oje falan süremedim cuma akşamı çünkü dışardaydık sevgili arkadaşlarımızla. Kirpi'de keyif yaptık güzelce. Hatta eşya bile toplayamadan yattım da sabah anca toparlanıp çıkabildik yola.

Yola derken, Değirmenyeri'ne. Adını duymuştum da ne zamandır merak ediyordum. Çoluklu çocuklu üç aile gittik. Curcuna tabi. Bi de aynı evde kaldığımız düşünülünce.O yedi, bu yemedi, seninkinin uykusu geldi mi, o zaman önce sen uyut sonra ben hesabı... Gündüz çayırda yatıp, gece dilimiz dudağımız acıyana kadar çekirdek çitledik. Ama bir daha Mudurnu'ya gidersem bir de merkezdeki konaklarda kalmak, cumartesi günü gidemediğim pazarını gezmek istiyorum. Evet içimde kaldı pazar napiim. Kimbilir ne rengarenk meyveler, tazecik yeşillikler vardı köylü teyzemin getirdiği. Kısmet...

Pazar günü Sünnet gölüne neymiş, ne değilmiş diye bi bakıp, ordan Göynük'e devam ettik. Sünnet Gölünde pek bi numara yoktu ama Göynük hala yaşamını devam ettiren bu güzel evleri ve henüz turistik yapmacıklığa bürünmemiş doğal hali ile çok güzeldi. Bir de cevizli, peynirli mantı yedik ki onu hiç sormayın.


Dönüş yolunda beni her zamanki gibi araba tuttuğu için Doğa ile ilgilenemeyince, biraz vır vır yaparak bize haddimizi bildirdi ama olsundu, yine de bu gülüşleri yeter :)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

:):)
ben de düşünmüştüm oje var mıydı acaba, pazar günü sorayım diye...