30 Ocak 2009 Cuma

Süt Cephesinden Haberler

Süt cephesinde çatışmalar devam etse de şu an manen yenilgiyi kabul etmiş durumdayım. Geçen cumartesi başlayan savaşın ilk üç günü zaten kabus gibiydi. Memeyi katiyen ağzına almıyor, kafayı çeviriyor, beni itiyor, 4 aylık bebek diğil sanki koca çocuk gelmiş bana kafa tutuyor. Ancak pazartesiden sonra memeyi emmeye başladı o da oyun gibi, bir çekiyo-iki bakınıyo-bi gülüyo- bi çekiyo...Bazen canı istemezse yine emmiyo...Perşembe günü binbir zahmetle aldırdığımız 100 gramı vermişti bile.Dünden beri artık aç kalmasın diye kaşıkla süt vermeye başladık. Onu da bazen içiyo bazen içmiyo.Bre bebek madem açsın, memede istemiyosun, kaşıkla niye içmezsin hiç anlamadım. Yarın yani cumartesi sabahtan bir daha tartalım da artık sonuçlar ilan edilsin istiyorum. İlk başta o kadar hevesliydim ki memeden emmesine, şimdi tekrar sağıp biberonla vermeye razıyım :(

26 Ocak 2009 Pazartesi

Süt savaşları

Cuma günü bekle ve gör taktiğini uygulayacağımızı, panik olacak bir durum olmadığını öğrendik.
Cumartesi gittiğimiz kendi doktorumuz Doğa'nın akdeniz anemisi taşıyıcısı olabileceğini, bu sebeple ferritinin yüksek olabileceğini söyledi. Artık kızımızdan daha fazla kan almamak için biz yaptıracağız tahlili.
Bu arada cumartesi aylık kontrolümüz gayet iyi geçti. 62 cm ve 6370 gr olmuşuz. Şimdiye kadarki en iyi ortalama ...Ancak artık gurme olduğumuz için mamalarıi içmediğimizi söyleyince doktor tamamen süte geçmemizi bunun da ancak emzirerek olacağını söyledi. Böylece süt savaşı başlamış oldu. Şimdilik herkes kozlarını sonuna kadar kullanıyor. Henüz kimse diğerini alt edebilmiş değil ancak insan ırkının açlığa dayanma konusunda zayıflığı düşünülürse kendimi 1-0 önde görüyorum. Kısaca çocuğu açlıkla terbiye ediyoruz.

21 Ocak 2009 Çarşamba

Kan Değerleri Borsası

Dün Doğa'dan alınan kanların sonuçları bügün çıkacağı için Cerrahpaşa'daydım bugün de veeee beklenen AST ve ALT seviyeleri ( bizim hastanede yatma sebeplerimiz) sonunda normal seviyelerde çıktı. Ben takdir almış karneyi eşe dosta gösterir gibi tahlil sonuçlarını hocaya gösterirken, hoca hmmm gibi sesler çıkarınca anladım başka bir dersten kaldığımızı. Bu sefer de Ferritin seviyesi yüksek çıktı. Tabi hemogramdaki bütün o borsavari düşüş ve çıkışları saymıyorum. Onlar her zaman olduğu için artık beni o kadar rahatsız etmiyor.

Ferritin demir elementinin vücuttaki depo şekli olarak tanımlanıyo internette. Bu internette bazen çok fena, her tahlil sonrası saatlerimi araştırma ile geçirip sonra bir daha bakmayacağım diye söz veriyorum. Çünkü orada olabilecek tüm hastalıkları okuyup fenalık geçiriyorum sonunda. Neyse ferritine gelince normalde düşüklüğü daha sık görülen bir durum ve dışardan demir alarak geçirilebiliyor. Yüksekliği ile ilgili okuduklarımı bu sebeple yazmıyorum, doktorun muayenesinden sonra son durumu iletirim.

Neyse başından beri bizi takip eden hoca karaciğer için aldığımız ilacı kesti ki bu iyi olan haber, ama ferritin için hematolog ile görüşün dedi ki bu da kötü haber. Beni yönlendirdiği hocadan cuma için randevu aldık. A a devlet hastanesinde hemen randevu verdiler mi demeyin, normal poliklinik randevusu istersem şubat sonu + 75 ytl dediler ama durumunuz varsa aşağıda özel muayene bölümü var hastanenin, isterseniz bi görüşün diye önerdiler. Ben de hemen randevu+ 150 ytl seçeneğini bir ay belirsizlikle yaşamaktan daha uygun buldum açıkçası.

Cuma günü tekrar hastanedeyiz bu durumda. Bakalım ne diyecekler....

10 Ocak 2009 Cumartesi

Kitap Seçerken Nelere Dikat Etmeli?

Çocuğunuz bir yaşından küçükse
Basit ve çocuğunuzun dünyasında bulunan nesnelerin parlak renkli resimlerinin olduğu kitapları tercih edin. Sayfalarda herhangi bir yazı bulunmak zorunda değil.
Çocuğun kendi başına da keşfedebilmesi için kumaş, karton veya sert plastikten yapılan kitapları tercih edin.
Basınca ses çıkaran düğmeler ve içi boşaltılabilecek cepler gibi aksesuarları olan kitapları tercih edin.
Biraz daha büyüdükten sonra basit tekerlemeler ya da kafiyeli cümlelerin yer aldığı kitaplar okuyabilirsiniz. Bu tür kitaplar çocuğunuzun dilin ritmini öğrenmesine yardımcı olur. Çocuğunuzun aile üyelerini tanımasına yardımcı olmak amacıyla da birlikte fotoğraf albümlerine bakabilirsiniz.

Bunları unutmayın:
Bebekler iri resimli kitaplardan hoşlanır.
Bebekler bebek resimlerinden hoşlanır.
Bebekler tekerlemelerden ve şarkılardan hoşlanır.
Bebekler aynı kitabın tekrar tekrar okunmasından hoşlanır.
Resimlerin adını söylerken parmağınızla o resmi gösterin. Bebekler böyle öğrenir.
Kitap okurken bebeği kucağınızda tutun.
Okurken ses tonunuz ve yüzünüzde ifadeler oluşturun, ancak abartılı ifadelerden kaçının.

Çocuğunuz 1-3 yaşındaysa
Kolay yırtılmayacak, esnek malzemeden yapılmış
Büyük, parlak resimleri olan
Çocuğunuzun bildiği şeyleri (örneğin banyo yapmak, yemek yemek gibi) yapan çocuk kahramanların bulunduğu
Her bir sayfa da birkaç kelimelik yazıların olduğu (örneğin "köpek nerede" ya da "Mavi ayı" gibi) kitapları tercih edin.

Bunları unutmayın:
Küçük çocuklar aynı kitabın tekrar tekrar okunmasından hoşlanır.
Küçük çocuklar uyumadan önce kitap okunmasından hoşlanır.
Küçük çocuklar okunacak kitabı seçmekten ve kendisi tutmaktan hoşlanır.
Küçük çocuklar yiyecekler, vasıtalar, hayvanlar ve çocuklarla ilgili kitaplardan hoşlanır.
Küçük çocuklar yazısı çok fazla olmayan kitaplardan hoşlanır.
Siz okurken çocuğunuzun hareket etmesine izin verin.
Resimlerin isimlerini belirtin. Küçük çocuklar bu şekilde yeni kelimeler öğrenirler.
Çeşitli nedenlerle beklemeniz gerektiği zamanlarda birlikte kitaplara bakın.
Gittiğiniz her yerde tabelaları ve levhaları okuyun.

Çocuğunuz 3-5 yaşındaysa
Kendi yaşamlarını anlamalarına yardımcı olacak fikirler ya da konular içeren
Belirgin bir konusu ya da kahramanı olan
Bir ya da birkaç kahramanın karşılıklı ilişkisini anlatan öyküler içeren (üç küçük domuzcuk gibi)Onun yaşındayken kendi sevdiğiniz kitapları tercih edin.

Bunları unutmayın:
Okul öncesi dönemdeki çocuklar çeşitli öykülerin yer aldığı kitaplardan hoşlanır.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar alfabe ve rakamların olduğu kitaplardan hoşlanır.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar aile, arkadaşlar ve okula gitmekle ilgili kitaplardan hoşlanır.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar uyumadan önce kitap okunmasından hoşlanır.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar kitap okunurken yanınıza veya kucağınıza otururlar.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar öykü hakkında sorular sorarlar.
Çocuğunuzun öyküler anlatmasına izin verin.
Çocuğunuzla birlikte çocuk kütüphanesine ve kitapçıya giderek kendisi için daha fazla kitap seçme fırsatı sağlayın.
Televizyonu kapatın!

Bütün bu bilgileri buradan aldım. Sadece çocuk kitaplarının olduğu bir internet sitesi. Keşke önce ben düşünseydim diyebileceğim bir fikir.

9 Ocak 2009 Cuma

Kitaplarımız geldiiiii.

Doğa'ya gelen her hediye benim için çok değerli olsa da, bu hediyenin kalbimdeki yeri bambaşka. Çünkü her anne gibi bebeği büyütmek değil de iyi yetiştirmek kaygısı bende de bir son bulmuyor. O yüzden buna vesile olacak her türlü kitap, oyuncak vs. çok değerli oluyor benim için. Bu set de çok sevdiğim bir arkadaşımdan Doğa'ya ''hoşgeldin bebek'' hediyesi.



Her kitapın kendi konusuna göre içinde bir sürü kart var. Bu kartların ön yüzünde o konuyla ilgili bir resim var ve resmin bir bölümü çocuğun dokunarak algılamasını sağlamak için farklı bir yüzey olarak üretilmiş. Arka yüzünde ise sizin okuyup, çocuğa sorabileceğiniz ya da bu sorulardan oyunlar üretebileceğiniz ipuçları bölümü var. Bir de her kelimenin ingilizce ve almancası var ki ben bu bölümün pek faydalı olacağına inanamıyorum. Şimdi iki kelime öğreneceğine vakti gelince doğru düzgün yabancı dil öğrenir.


Son kitap ta çocuğun harfleri tanımasına ve o harfteki hayvanlarla harfi ilişkilendirmesine yardımcı oluyor. Bizim o kitapa geçmek için daha çoook yolumuz olsa da daha basit olan kartları kullanmak için sabırsızlanıyorum.




Bu setin nerden alındığı hakkında hiçbir fikrim yok, ben gittiğim yerlerde görmedim. Ama almak isteyen olursa sorup öğrenebilirim arkadaşımdan.

7 Ocak 2009 Çarşamba

Gaita (kaka) Numunesi

Bizim bebişle ilgili önceden bilseydik amma faydası olurdu dediğimiz şeylerden biri de bu kaka numunesi konusundur. Herhangi bir tahlil amacıyla bebişin kakası test etmek gerektiğinde ( ki allah göstermesin diyelim öncelikle) hemşirelerin ilk dediği şey çok basit bezi ters bağlayın oluyor.

Bizim hemşirenin ''ters bağlayın'' ınından sonra ben nasıl ters başaşağı mı iç dış mı diye düşünürken, açıklama geldi. İçini dışına bağlayınca bez kakayı emmiyormuş, siz de bezi o haliyle laboratuara götürebiliyormuşsunuz. Aman ne kadar mantıklı dedim. Ancak bizimkinin o zamanlardaki hali gibi 2-3 günde bir kaka yapan bebeğiniz varsa süper bir bekleme sürecine giriyorsunuz. Ben günün sonunda Doğa 8 defa çişini yaptıktan sonra pes ettim. Çünkü bu emmeme olayı maalesef çişler için de geçerli oluyor ve her çişten sonra tüm üst baş kirliye gidip giydirecek birşey kalmayınca bu bez olayının pek de mantıklı bi tarafı kalmamıştı.

Bunun üzerine kendimiz fikir yürütüp içe ters dışa düz bez bağladık. Böylece içteki bez kakayı tutacaktı, dıştaki bezde çişleri emecekti. Ama bezlerin aynı boyutta olması bize kirli bir tulum ve bir bodye daha maloldu maalesef.

Aman yetti artık deyip bezi düz bağladığımda artık gece olmuştu ve bu çabalarımızdan dolayı sevgili kızmız bizi ödüllendirdi ve kaka yaptı ama ne yazık ki artık laboratuarlar kapanmıştı ve o gün içinbir sonraki kakayı beklemekten başka yapılacak birşey yoktu .

2 gün sonra sonunda düz beze yapılan kakayı babası bez kakayı emmeden koşarak laboratuara ulaştırınca içinde minik bir kaşık olan numune tüpünü oradaki adam bize hediye etti. Bizim için artık yapılacak şey gayet basit: bezi düz bağla, kakayı bekle, kaşıkla malzemeyi tüpe koy, laboratuara götür. Bu kadarmış.


Artık evde bir adet bulunduruyoruz kendilerinden.

4 Ocak 2009 Pazar

Deve Yapmak

Ciddi muhalefet sonrası uykuya yenik düşen minik hanım sayesinde 2.00 mamasına kadarki uyku süremizi yemiş bulunmaktayız. Bu arada ben de kendilerinin ne kadar şişkoladığını, popolarının artık kocaman oluğunu ispiyonliim bari. Hatta elimde kanıt bile var. Artık o şirin 2 numara bezlere sığamayıp, 3 numara bezlere geçmiş bulunuyoruz. Daha noolsun.....

Deve yapmaya gelince, dünden beri (3 ay 9 gün) koltuğunda otururken göbeğini şişirip, kafasından destek alarak sırtını tamamen koltuğun yüzeyinden ayırıyor, yani kısaca deve yapıyo işte...

3 Ocak 2009 Cumartesi














Doğa Hanımın bayramlık pozu.

Bebek Oyunları


Bugün, Doğa ile oynamak için oyunlar ararken bunları buldum. Bazılarını biliyorum bazılarını ise ilk defa gördüm.
Buyrun:

Bip Bip Oyunu
Araba oyunu gibi oynanır; sözler söylendikçe, çocuğun aynı yerlerine dokunulur.
Araba geldi,
Durakta durdu,
Bip bip.

Çevren çevren çemberlik oyunu
Çevren çevren çemberlik ( Parmakla, avuç içine halkalar çizilir )
Ortasında pınarcık ( Parmakla, avuç ortasına vurulur )
Bir kuş gelmiş su içmiş ( Parmak avuç ortasına vurulur, yukarıya kaldırılır,kuşun su içerken yaptığı gibi )
Sonra pırrr diye uçmuş ( Denir, elle kuşun uçup gitmesi canlandırılır )

Araba Oyunu
Araba (denir çocuğun çenesine dokunulur)
Maraba (denir çocuğun çenesine dokunulur)
Cip (denir çocuğun çenesine dokunulur)
Bip (denir çocuğun çenesine dokunulur)

Beş kardeş oyunu
Beş minik kardeş varmış ( Beş parmak gösterilir )
Bir gün ava gitmişler
Bir kuş görmüşler
Bu tutmuş ( Baş parmak tutulur, sağa sola sallanır )
Bu temizlemiş ( İşaret parmağı tutulur, sallanır )
Bu pişirmiş ( Orta parmak tutulur, sallanır )
Bu yemiş ( Yüzük parmağı tutulur, sallanır )
Bu da ( Küçük parmak tutulur )
"Hani bana, hani bana ?" demiş. ( Küçük parmak sallanır )
"Yok sana, yok sana" demişler.
"Ben de gider ararım, Ben de gider ararım" ( Bu sözler yinelenirken, uygulayıcı ikinci ve üçüncü parmakları ile yürüyüş öykünmesi yaparak, çocuğun bileğinden koluna doğru parmaklarını yürütür ve koltuk altına vararak çocuğu gıdıklar, gıdıklarken de aşağıdaki sözleri söyler : )
"gıdı gıdı, gıdı gıdı "

Tel sarar oyunu
Tel sarar Ayşe tel sarar ( Eller yukarı kaldırılarak, sağa sola döndürülür )
Tel bulamazsa ne sarar ( Ellerle soru devinimi yapılır )
Komşunun oğlunu sarar ( Çocuğa sarılma devinimi yapılır )
Not : Ayşe yerine, çocuğun adı neyse o söylenir.

Köşe Bakkalı Oyunu
Köşe bakkalı ( denir, çocuğun çenesi elle tutulur )
Kapalı çarşı ( denir, ağız gösterilir )
Horhor çeşmesi ( denir, burun tutulur )
Elmacılar ( denir, yanaklara değilir )
Aynacılar ( denir, gözler gösterilir )
Kemancılar ( denir, kaşlar sıvazlanır )
Düz bayır ( denir, alna dokunulur )
Karışık çayır ( denir, saçlar karıştırılır )

Sar makarayı oyunu
Sar sar makarayı ( Eller önde tutulur, birbiri çevresinde yün sarar gibi döndürülür )
Çöz çöz makarayı ( Devinim tersine yapılır )
On kilo yağ ( İki el on parmak açılarak ileriye uzatılır )
On kilo bal ( Aynı devinim yinelenir )
Yala yala bitmez ( Avuçları yalama devinimi yapılır )
Beşi sana ( Beş parmak açılır ve çocuğa gösterilir )
Beşi bana ( Beş parmak açılır ve göğse konur )
Kediye cık cık ( Yok anlamına gelen cık cık sesi çıkarılır, Baş ve ellerle yok devinimi yapılır )

Bunlar bir yaşına kadarki oyunlar olarak geçiyor. 1-3 yaş oyunlarını ayrı bir bölüm olarak yazacağım.